Gediz’in kiri ABD’deki akademisyeni şaşırttı

ABD’nin Florida Üniversitesi’nde akademisyen olarak çalışan Dr. Esen Momol, Gediz Nehri’nin içler acısı halini görünce gözlerine inanamadı. ABD’de bir göl veya nehre küçük bir çekirdek kabuğu atmanın cezasının 500 dolardan başladığını belirten Momol, “Maalesef çöp ve atıklar hiç çekinmeden gelişi güzel atılmış. Bir eğitim ve öğretim programı olmadan bu kirliliğin çözümü olmaz” dedi.

Gediz Havzası Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma Çevre ve Kalkınma (GEMA) Vakfı, Florida Üniversitesi ve İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi ile birlikte Uluslararası Gediz ve Ege Nehir Havzaları Sempozyumu kapsamında imzaladığı Su Kirliliğinin Önlenmesi Projesinin yürürlüğe girmesi için çalışmalara başladı. Sular kirlendikten sonra gösterilen çabaların hiçbir sonuç vermediği konusunda hemfikir olan taraflar; bu anlaşma ile İzmir’de Foça, Urla, Buca, Menderes, Karşıyaka, Konak, Karabağlar, Manisa’da Salihli, Yunusemre, Kula, Aydin’da Didim, Kütahya’da Gediz, Uşak’ta Eşme ilçelerini kapsayan eğitim programları başlatacak. Bu eğitimler başta çiftçiler olmak üzere fabrika çalışanları ve yöneticileri, belediyeler, valilikler, ziraat odaları ve halka yönelik olacak. Komite üyeleri arasında GEMA Vakfı Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioglu, Dr. Esen Momol, Prof Dr. Gönül Aydın, Prof. Dr. Hayriye İbrikçi, Prof. Dr. Alper Baba, Prof Dr Bülent Çakmak yer alacak.

GÖNÜLLÜ EĞİTİM ORDUSU KURULACAK
Kilimcigöldelioglu, “Anlaşmaya göre çevre gönüllüleri ve gönüllü emeklilerden oluşan bir eğitim ordusu kuracağız, köylere ulaşılarak öncelikle çiftçileri eğiteceğiz. Bu konuda Florida Üniversitesi'nin eğitim programlarından yararlanılacak. Ayrıca bu projeye İzmir Büyükşehir Belediyesi, Kent Konseyi ve diğer üniversitelerin de katılmasını sağlayacağız” dedi. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı da “Çevre kirliliğinin protestolar yerine hukuk yoluyla çözülmesi gerekmektedir. Çevre kirliliğinden zarar gören kim varsa bireysel olarak savcılığa suç duyurusunda bulunmalıdır" diye konuştu.

İLK BAŞTA KÖYLÜLER EĞİTİLMELİ
Dr. Esen Momol da konuşmasında şunları söyledi: “Anlaşmaya göre çevre gönüllüleri ve gönüllü emeklilerden oluşan bir eğitim ordusu kurulacak, köylere ulaşılarak çiftçiler eğitilecek. Bu konuda Florida Üniversitesi'nin eğitim programlarından yararlanılacak. Geçtiğimiz aylarda yapılan toplantıda alınan karar doğrultusunda başta çiftçiler olmak üzere ilgili tüm bireylerin eğitilerek suyun kirlenmesinin daha başında önlenmesi konusunda çalışmalara başlayacağız. Aslında Gediz Havzası’nda yaşanan kirlilik önlenebilir fakat  bölgemizde çöp ve atıklar hiç çekinmeden gelişi güzel atılıyor, Geçen yıl Manisa’nın 'Ulusal Öneme Sahip Sulak Alan' tescilli, 'kuş cenneti' olarak bilinen Marmara Gölüne bir gezi düzenlenmişti. Gittik ve gördük maalesef İklim değişikliği, kuraklık ve su kayıpları derken Marmara Gölü tamamen kurumuş. Endemik balık türleri yok olmuş. Tepeli pelikan ve karabatak gibi neslinin tükenme tehlikesi olan 101 farklı türden 20 bin su kuşuna ev sahipliği yapan göl, kuşlar tarafından da terk edilmiş. Marmara Gölü ve Gediz Nehrinin etrafına baktığımızda, gelişi güzel atılmış kola kutularından tutunda her türlü çöp atıkları ile karşılaştık. Amerika’da Nehir, göl ve yollar ter temiz. Arabanızdan bir tek çekirdek kabuğu dahi atsanız 500 dolar cezası var. Maalesef bölgemizde çöp ve atıklar hiç çekinmeden gelişi güzel atılıyor. Bir eğitim ve öğretim programı olmadan bu kirliliğin çözümü olmaz.

GEDİZ’İN YOLCULUĞU TEMİZ BAŞLIYOR KİRLİ BİTİYOR
Gediz havzasında yaşanan ve her geçen gün artarak devam eden kirlilik 1990 yılından itibaren başladı. Murat ve Şaphane Dağları’ndan doğup, Foça ile Çamaltı Tuzlası arasından İzmir Körfezi’ne dökülen Gediz Nehri’nin 401 kilometrelik gizemli yolcuğu temiz başlıyor, kirli akıyor. Gediz Nehri artık bölgeye bereket değil zehir saçıyor. 
Ege bölgesinde tarımsal sulama ve balıkçılık yönünden önemli bir yere sahip olan Marmara Gölü, iklim değişikliği ve kuraklık, vahşi sulama ve sulama sezonlarında yapılan yanlış planlama nedeniyle geçen yıl tamamen kurudu. Üç yıl önce sular ile kaplı olan göl sahası bugün tarım arazisine dönüştürüldü. Hani derler ya su hayattır, Ancak suyun kıymetini susuz kalınca anlıyoruz. Ege bölgesinde tarımsal sulama ve balıkçılık yönünden önemli bir yere sahip olan Marmara Gölü’nün durumu ortada yazık. Marmara Gölünün bu duruma gelmesinde en büyük etken DSİ, Kum Çayı maalesef Kuarzs Maden Ocakları ve Kum Ocakları tarafın tahrip edilmiş. Bölgede artık vahşi sulamadan vazgeçilmelidir. Gediz havzasında araziler damla sulama sistemi ile sulanmalıdır. Ayrıca Bozdağ’dan gelen sular boşa değil, Ahmetli Regülâtöründen otopomp sistemiyle Marmara Gölüne bırakılmalıdır. DSİ Hazırladıkları projeyi bir an önce hayata geçirmelidir.”

HABER MERKEZİ