© Manisa Manşet Gazetesi

İşgalci Yunan Ordusu’nun Manisa'da yakamadığı tek ilçe burası


Manisa’nın Kula ilçesi, Kurtuluş Savaşı yıllarında Ege Bölgesi’nin tamamına yakınını işgal eden Yunan Ordusu’nun Türk Ordusu’ndan kaçarken yakmadığı tek yerleşim yeri olarak biliniyor. Bunun nedeni, o dönem ilçede yaşayan Rumların Türk komşularıyla birlikte işgalcilere direnip ilçenin yakılmaması için mücadele vermesi. Ege’de yanmayan tek ilçe olan Kula, bugün bölgenin tarihi dokuya en çok sahip ilçesi olarak biliniyor.

Ege Bölgesinin büyük bölümü, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Yunan Ordusu tarafından işgal edildi. İzmir’den karaya çıkan işgal ordusu, Anadolu’nun içlerine kadar girerek neredeyse tüm il, ilçe ve kasabaları ele geçirdi. Manisa’nın Kula ilçesi de 28 Haziran 1920 – 4 Eylül 1922 tarihleri arasında işgal altında kalan yerlerden biri. Ancak 4 Eylül sabahı şafakla birlikte Kolordu Komutanı Fahrettin Altay komutasındaki Süvari Kolordusunun 2. Süvari Birliği ilçeyi düşmandan kurtardı. Türk Ordusu’nun kaçarken Uşak’tan İzmir’e kadar tüm köy, kasaba, ilçe ve il merkezlerini yakıp yıkan Yunan Ordusu, Kula’da bu faaliyetlerini yapamadı. Bunun en önemli nedeni, ilçede yaşayan çok sayıda Rum’un Türklerle bir olup işgalcilere direnmesi. Kula, diğer yerleşim yerleri gibi yakılmaması nedeniyle bugün bölgede tarihi dokusunu en iyi koruyan ilçe konumunda.

3 YILDAN FAZLA İŞGAL ALTINDA KALDI
Alan Rehberi Sabahattin Argaç, büyük ıstırap ve acı içinde geçen işgalin 3 yıl, 3 ay, 7 gün sürdüğünü belirterek, “04 Eylül 1922 tarihinde Manisa’nın düşman işgalinden kurtulan ve o tarihlerde kasaba olan ilk ilçesi Kula oluyor. Kula’nın sabah erken saatlerde kurtarılması, halkın tepkileri ve Kulalı Mehmet Efe’nin varlıkları yakılıp, yıkılmasına engel olmuştur. Süvari Birlikleri bu hareketler içtersindeyken aynı gün saat 19.30 sıralarında 1. Kolordu komutanı Albay İzzettin (Çalışır) Bey ve Karargâhı da Kula’ya ulaşmış bulunuyordu” dedi.

İŞGAL ORDUSUNA RUMLAR DA KARŞI ÇIKTI
Kurtuluş Savaşı’nda yakılıp yıkılmayan ve yağmalanmayan tek kasabanın Kula olduğunu belirten Araştırmacı Yazar Osman Kutlu ise “Sabah şafakla birlikte Süvari Kolordusunun 2. Süvari Tümeni Kula’yı işgalden kurtardı. Uşak’tan İzmir’e kadar yakılıp yıkılmayan, yağmalanmayan tek kasaba Kula’dır. Bunun ilk sebebi halkın tepkileridir. Özellikle yerli Rumların da birlik ve beraberlik içinde olmasıyla düşman askerleri kasabada aşırı hareketler yapamamıştır. Çekilme sırasında halkla birlikte yerli Rumların da düşman askerlerine karşı çıkması, çekilmekte olan yangın taburları ve Plastiras Müfrezesi’nin de şehre girememesi sebebiyle katliam ve yakma eylemlerine cesaret edemeyen Yunan Birliği 03-04 Eylül gecesi Kula’yı boşaltmıştır. Gerek düşman askerlerinin aşırı hareketlerde bulunamamasını ve gerekse çekilen yangın taburlarının şehre girememesini sağlayan ve dolayısıyla Kula’yı yakılıp yıkılmaktan kurtaran diğer sebep Kula Efeleri’dir” dedi.

MİNARELERE NÖBETÇİLER DİKİLDİ
03 Eylül 1922 sabahı İhsanoğlu Mehmet Efe, Belediye Başkanı Gülmez, Süleyman Ağa ve Damyon Efendi’yi Söğüt Çayı köprüsüne çağırır. Son durum hakkında bilgilendirme yaparak Kula’nın yakılıp yıkılmaması için tedbir almalarını ister. Belediye Başkanı ve Damyon Efendi kasabanın Türk ve Rum ileri gelenlerini toplayarak konuşurlar. Herhangi bir yakma olayına karşı minarelere nöbetçiler dikilir, aileler evlerde toplanır, erkekler yangınlara müdahale edebilecek şekilde gruplar halinde hazır tutulur. Kula’nın yakılması için çok miktarda hazırlık yapmış olan Göldeli Çobanoğlu takibe alınır. Kasabadaki birlik komutanıyla konuşularak kendilerine yiyecek ve malzeme temin etme karşılığında herhangi bir yakıp yıkma yapılmaması konusunda anlaşma yapılır.

YANGIN TABURLARI ENGELLENDİ
İhsanoğlu Mehmet Efe, kızanlarıyla 03-04 Eylül gecesi sabaha karşı Kula’ya yakın mesafedeki Kayrak Mevkiine gelir. Buradaki yanyana üç tepecikte mevzilenmiş düşman askerlerinin ateşiyle çatışma çıkar. Bu çatışmada Yabaayak Efe’nin en gözde adamlarından Adil Burşuk Efe vurularak şehit olur. O gece Alaşehir’den gönderilen Yangın Taburları, silahlanan köylülerin saldırısı ve Kayrak Mevkiinden gelen silah sesleri yüzünden Alaşehir’e geri dönmek zorunda kalırlar. Kula’da Efeler için Belediye Binası arkasında bir şehitlik yapılmıştır.

KULA’NIN ÜNLÜ EFESİ YABAAYAK
Kula’nın bir diğer ünlü efesinin Yabaayak Efe olduğunu belirten Kutlu, “Kulalı Şabanoğlu Mehmet. Ayakları büyük olduğu için annesi dâhil herkes ‘Yabaayak’ dermiş. Birinci Dünya Savaşında asker olarak Halep'e gider. Mütareke olunca terhis edilir. Padişah, terhis edilen askerlerin evlerine dönmeleri için herhangi bir tedbire veya düzenlemeye gerek duymamıştır. Ülkenin dört bir yanında askerler perişan vaziyette evlerine bin bir zorlukla dönmüş, bir kısmı ise yollarda hastalıktan, eşkiyadan, açlıktan telef olmuştur. Yabaayak Efee aynı şekilde evine kendi imkânları ile dönmektedir. Maddi durumu iyidir. Trene biner. Ancak Araplar tarafından bindikleri tren durdurulur ve herkesi üzerlerinde altın varsa diye don gömlek kalıncaya kadar soyarlar. Her şeyi aldıktan sonra yolcuları perişan halde bırakıp giderler. Bu halde Alaşehir istasyonunda trenden iner, perişan halde Kula'ya gelir. Daha eve gidemeden fırına uğrar ama girdiği fırında 4 Yunan subayının fırıncıya kötü davranıp hakaret ettiklerini görünce dayanamayıp dördünü de iyice pataklar. Eve gelir, daha ‘hoş bulduk’ demeden, karısından kıyafet ve bir bohça hazırlamasını ister. Olayı anlatır. Kendinden ziyade ailesine bir kötülük yapılır diye dağa çıkar. İhanet sonucu düşürüldükleri pusuda diğer 5 efeyle birlikte şehit olur. Çatışma öğlen başlar, akşam karanlığına kadar sürer. Yabaayak Efe yaralanır ama arkadaşlarının nehrin diğer tarafına geçmelerini sağlar. Son mermisine kadar çarpışır. Arkadaşları tüm çabalarına rağmen cesedini kurtaramadıklarından düşman tarafından başı kesilerek köylerde teşhir edilir. Adına türküler yakılır” dedi. 

YABAAYAK TÜRKÜSÜ
Kınalıdır Yaba ayağın tazısı
Ne kara imiş alnımızın yazısı
İhsan oğlu anasının kuzusu
Avcılar bayramına varamadınız mı?
Çatık kaşlı Yaba ayağı göremediniz mi?
Yaba ayağı gavur köyünde bastılar
Bastılar da kellesini kestiler
Kestiler de gül dalına astılar
Avcılar bayramına varamadınız mı?
Çatık kaşlı Yabaayağı göremediniz mi?
İhsan oğlu iner gelir inişten
Tozlukları görünmüyor gümüşten
Vallahi hacı haberim yok bu işten
Avcılar bayramına varamadınız mı?
Çatık kaşlı Yaba ayağı göremediniz mi?

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER