MAGİAD Manisa'nın ekonomisine katkı sağlıyor
Manisa HaberleriMAGİAD Manisa'nın ekonomisine katkı sağlıyor
Manisa Genç İş İnsanları Derneği (MAGİAD) Kent Buluşmaları kapsamında
TBMM 22. Dönem Meclis Başkanı Bülent Arınç'ı ağırladı. Hilton Hotelde düzenlenen programa AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Mücahit Arınç da katıldı.
Manisa Genç İş İnsanları Derneği (MAGİAD) Başkanı Serdar Bozyaka, Manisa'nın dünyanın en önemli kentleri arasında yer alması için çalıştıklarını söyledi. Bozyaka, Bülent Arınç'ın ülkemizin en önemli siyasetçilerinden biri olduğunu kaydetti. Manisa'nın ekonomik anlamda gelişmesine iş insanları olarak destek verdiklerini ifade etti.
Bozyaka, "Ekonomide uzun süredir kötü bir süreci geçirmekte olduğumuz bugün Türkiye’de hepimizin malumu. Aramızdaki, sanayici, iş insanı arkadaşlarımız bu süreci derinden yaşamaktadır. Bu çalkantılı süreçten ülkemizi bir an önce kurtarmak hepimizin ortak gayesi ve görevidir.
Manisa’nın iş insanları ve onların yegane temsilcisi konumunda olan Magiad olarak bizim de bu bilinçle uzun süredir gerçekleştirdiğimiz çalışmalar sonucu elde ettiğimiz birtakım tespitler ve çözüm önerileri mevcut.
Bunlardan ilki hiç şüphesiz güçlü bir ekonomi için ülkemizde barış ve huzur ortamının kalıcı olarak tesis edilmesinin gerekliliğidir. (yurtta barış cihanda barış) Ülkemiz; uzun süredir siyasi kutuplaşmalar, şiddet ortamı ve terör olayları sebebiyle önemli kayıplara uğramıştır. Cumhuriyetimizin 100. Yılını geride bıraktığımız bir dönemde ise artık ülkece kaybedebileceğimiz tek bir gün dahi olmadığı kanaatindeyiz. Bu sebeple hem tavanda hem de tabanda çok geniş bir mutabakat ve huzur ortamının gelinen noktada artık olmazsa olmaz olduğunu düşünüyoruz.
Bir diğer konu ise; ülkemizde yapısal reformların acilen hayata geçirilmesi gerekliliğidir. Türkiye ekonomisinin kronikleşmiş sorunlarının çözümünde devletimizin ve ekonomi yönetiminin atacağı her olumlu kararda yanında olacağımızı defaatle bildirmiştik. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin tekrar Avrupa birliği ile müzakere sürecine önem vereceğine yönelik açıklamaları olumlu buluyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana batı demokrasisini ve kurumlarını kalkınma odağı yapmamız ülkemizi bulunduğumuz coğrafyadaki diğer ülkelerden daha ileri ve özel bir noktaya taşımıştır. Ne zaman çağdaş akla ve bilime dayanan politikalardan uzaklaştıysak hedeflerimizden de uzaklaştık. Devletimizin dünyanın en büyük on ekonomisi arasına girme hedefi kuşkusuz ki hepimizin hayalidir. Bu hayalimizi gerçek kılabilmek için elimizde birçok araç bulunmaktadır. Ülkemizin jeopolitik konumu, genç ve dinamik nüfusu, turizm alanındaki doğal güzellikleri gibi imkânlarımız bunlardan bazıları. Fakat mevcut ekonomi politikaları ile üst basamaklara yükselmemiz mümkün görünmüyor. Bunun için Türkiye’nin yapısal reformlara imza atması gerekmektedir. Türkiye’nin 2000’li yılların başlarında Bülent Ecevit hükümeti ile başladığı, daha sonra Sayın Bülent Arınç’ın da içinde olduğu Ak Parti hükümeti ile devam eden Avrupa Birliği uyum yasaları süreci bu reformlara çok güzel bir örnektir. Türkiye ekonomisinin bu yıllarda nasıl hızlı büyüdüğünü hatırlayabiliriz.
Siyasi reformlardan beklentilerimizi; kişi hak ve özgürlüklerinin batı Avrupa standartlarına geldiği, kadın erkek eşitliğinin daha iyi noktalara taşındığı, düşünce özgürlüğünün sağlandığı, güçler ayrılığı ilkesinin katı bir şekilde uygulandığı bir hukuksal habitat olarak konumlandırabiliriz. Buna ilave olarak siyasi partiler kanununun daha demokratik ve özgürlükçü bir şekilde ivedilikle değiştirilmesi gerekmektedir. Sosyal reformlardan beklentilerimizi iki başlıkta özetleyebiliriz. Birincisi ve en önemlisi eğitim reformu: eğitimde okul ve öğrenci sayısının yani niceliğin değil niteliğini ön planda olduğu, eğitim sisteminin bilimsel temele oturtulduğu çok büyük ve köklü bir değişimin yapılması gerekmektedir. Üniversitelerimizin dünya ile yarışır hale gelmesi ve dünyanın en iyi 100 üniversitesi arasına en az üç üniversitemizin yerleşmesi için gerekli alt yapıların düzenlenmesini ve bilim üreten konuşan sorgulayan özgürlükçü üniversitelerin tesis edilmesini umut ediyoruz. ABD’yi süper güç yapan en önemli etkenin üniversiteleri olduğu gerçeğini unutmamak gerekir.
Sosyal alanda yapılması gereken bir diğer reform ise; hukukun üstünlüğünün temini ile ilgili anayasa değişiklikleri ve mevcut yasaların uygulanabilmesi için atılacak adımlardır. Bununla birlikte bundan da önemlisi vatandaşların hukuka ve onun kurumlarına olan güveninin teminidir. Bu güveni sağlayabilecek olan ise hukukta öngörülebilir uygulamalardır. Geldiğimiz noktada; ülkemizde en üst yargı mercii olarak kabul edilen Anayasa Mahkemesi ve uluslararası mahkemelerin vermiş olduğu kararların dahi yer yer uygulanmadığına şahitlik etmekteyiz. Karşımızda olan bu olgu; hukukun uygulanmasının anayasa ve kurallarda gerçekleştirilecek değişikliklerden çok daha önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Unutmamak gerekir ki; en iyi kanun uygulanan kanundur. Uygulanan bir hukuk sistemi, huzurlu bir toplumun ve işleyen bir ekonominin de en önemli sac ayaklarından birisi olacaktır.
Ülkemizin dünyada siyaset ve ekonomi alanındaki etkisini, demokrasisinin ve hukuk devletinin sağlamlığı belirleyecektir. Bununla birlikte, gündeme gelen her bir siyasi gelişme veya mevzuat değişikliği algı ve beklentiler üzerinde önemli bir etki yaratmaktadır. Son dönemde ülkece bu alandaki önemli gündemlerimizden birisi de yerel yönetimlere kayyım tayini uygulamasıdır. Bu uygulamayı tecrübe etmek durumunda kalan il ve ilçelerimiz; seçilmiş bir yerel yönetimden mahrum kalmışlardır. Bu durum söz konusu uygulamanın açık bir sonucudur. Bu sonuçla yüzleşen il ve ilçelerimizde yaşayan yerel halk olmuş ve bir anlamda halkın cezalandırılması söz konusu olmuştur. Görevden alınan yerel yöneticinin yerine gelecek kişi demokratik yollarla belirlenebilmeli ve görevden alınan yerel yönetici hakkındaki ceza soruşturması da bir taraftan kendi mecrasında sürdürülebilmelidir. Bu ertelenmemesi gereken bir gerekliliktir" dedi.
İlginizi Çekebilir