Geç gelen adalet, adalet değildir…

13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’nın Soma ilçesinde Cumhuriyet tarihimizin en büyük maden kazasını yaşadık. Bir maden ocağında meydana gelen yangında 301 madencimiz hayatını kaybetti.

Bugün Soma Maden Faciasının 10. yıl dönümü. Acılar ilk günkü gibi taze. Babalarını, eşlerini, oğullarını kaybeden insanlarla dolu Soma…

Maden faciasının yıl dönümüne birkaç gün kala, olayda ihmali olduğu şüphesiyle 28 kamu görevlisinin yargılanmasına başlandı. Tamı tamına 10 yıl sonra…

Facia sonrası 3 günlük milli yas ilan edilmişti. Edirne’den Kars’a milyonlarca insan gözyaşı döktü, Soma’daki acıyı paylaştı.

TBMM hemen harekete geçti, bir araştırma komisyonu kuruldu, olayın detayları incelendi, benzer bir felaket bir daha yaşanmasın diye koca bir rapor hazırlandı. Diğer yandan madencilikle ilgili yasal düzenlemeler güncellendi, yeni felaketlerin yolunu tıkamak için mevzuata yeni maddeler eklendi…

Diğer yandan hukuk süreci de başladı… İlk etapta felaketin yaşandığı maden ocağının sahibinin de yer aldığı 45 kişi hakkında soruşturma açıldı. 301 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan büyük ihmaller zinciri için sadece 8 kişinin tutuklu yargılanmasına gerek görüldü.

Sadece 7 yıl sonra ise (2021) bu büyük felakete ilişkin davada hiçbir tutuklu kalmadı! En çok kusuru veya ihmali olan kişi bile 7 yıldan fazla yatmadı!

Peki konuyla ilgili kusuru veya ihmali olan kamu görevlileri? Tam 10 yıl boyunca ilgili kamu görevlilerinin yargılanması için bir dava bile açılamadı! Allah’tan Anayasa Mahkemesi kamu görevlilerin yargılanması için izin verilmesi gerektiği yönünde bir karar aldı da, ilgili bürokrat ve memurların sorumluluklarının olup olmadığını belirleme imkanı mahkemelere verildi.

Hukuktaki temel kavramlardan biri, nihai mahkeme kararı olmadan hiçbir şüphelinin ‘suçlu’ ilan edilemeyeceğidir. Hukukun en temel kavramı ise adaleti tesis etmektir. Yani bir olayla ilgili kimin masum kimin suçlu olduğunu belirlemektir.

Geciken adalet asla adalet değildir. Sadece Soma’da babalarını, eşlerini, evlatlarını kaybeden insanlar değil; her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı benzer felaketlerin bir daha yaşanmaması, herkesin işini en doğru şekilde yapması için bu olayda sorumluluğu olan herkesin en kısa zamanda hukuk önünde belirlenmesini beklemektedir.

Adaletin tecelli etmesi tabii ki ölen canları geri getirmez ama herkesin kendini güvende hissettiği bir ülke olmanın olmazsa olmazıdır…