Manisa
04 October, 2024, Friday
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

SOSYAL ZORBALIK

01 April 2023, Saturday 11:32

 

Biliyorsunuz ki sosyal medya hayatımızın bir parçası olmaktan da öteye geçti. Olmazsa olmazı. İçerik üreticileri tarafından kaliteli kullanıldığı gibi çöplük haline getirmek isteyenlerin sayısı da hayli fazla.

 

Yine benim burada ne işim var? Ayça boşuna vakit öldürüyorsun,hadi bırak elinden telefonu dediğim anlardan birinde videoları kaydırırken Murat SAĞLAM’ın videosuna denk geldim. Ve şöyle söylüyordu.

 

Alkol almadan eğlenmeyi

Telefon olmadan konuşmayı

Fotoğraf çekinmeden gülmeyi

İlaç kullanmadan hayal kurmayı

Şart olmadan sevmeyi

Aç gözlü olmadan hırslı olmayı

 

Öğrendiğimiz vakit sadeliğin hayatımızda ki gücünü farkedeceğiz. Bir süredir mataryel ve maneviyat sadelik anlamında , bende olan çelişkileri öyle güzel ifade etmiş ki.

 

Pandemi süreciyle birlikte merak saldığım sadelik konusunda. Materyal ve maddi olarak sadeliğin ruhumuzu çokta doyurmadığını farketmiştim. Başlarda kendimce anlamlandıramamış olsamda, zamanla manevi, vücudi, bedeni sadeliğin bambaşka doyumlar olduğunu öngördüm.

 

Sosyal medya, internet kullanımı bununla beraber gelen bilgiye kolay ulaşım sayesinde. Sosyal statümüz, aile ve toplumsal rollerimizde sevimli gösterilerek ciddi zorbalıklar yapıldığının bilincindeyim. Herşeyin yarış haline getirildiği bir piyasaya döndü ortalık. Buna yaşam şekli veya hayat diyemiyorum. Çünkü insanların anneliklerini, eşliklerini, dostluklarını, babalıklarını, insanlıklarını pazarladıkları ve yarıştırdıkları bir mecra oldu. Anneler birbirleriyle yarışta, babalar birbirleriyle yarışta. İnsanlar kendilerinden başka herkes ve herşeyle yarışta.

 

Bunları seyrederken farkettim ki sadelik konusunda kendimce ilham aldığım sosyal medya hesapları da birbirleriyle yarışta. Tam o noktada sürüklenmek istediğim yer orası değil dedim. Orada da bir dayatma ve zorbalık var. Çünkü ait hissetmedim. Herkes birbirinin sadelik anlayışını eleştirerek yolunu buluyor gibiydi.

 

Halbuki sadelik genel çerçevesi dışında kişinin kendi karakterine göre yol ve yön alabilecek bir kavram. Hatta sadeliğe adım atılacaksa evi, odası, arabası değil. Kişinin önce ruhundan başlaması gerektiğine artık eminim. Buradaki kastım asla ‘BEN’ merkezci bir sadelik değil. Ancak herkesin ışığını yansıttığını düşünüyorum. Bu yüzden önce kendi aklımızı, kendi ruhumuzu, kendi bedenimizi ve onlara taşımak zorunda bıraktığımız gereksiz yüklerimizi aşağı indireceğiz.

 

Çevre, mahalle, sosyal medya baskısı olmadan arınıp bulduğumuz benle bir ömür yola devam. Eğer ki en başında doğru adımlarla kendimize ait sadelik yolumuzu özgün çizersek başarısı hem daha kısa sürede bizi bulur hemde hazzı bir o kadar bize özgü olur.

 

Sağlıcakla kalın.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.