TÜRK DÜNYASI HER GEÇEN GÜN BÜYÜRKEN
16 December 2023, Saturday 12:09Ülkemizde her geçen gün, insanlar geçmişlerine olan merak duygularını arttırarak yaşıyor. Bu doğal durumun sebepleri arasında televizyonlardaki tarihi dizilerin yanı sıra, geceleri başlayan tarih, edebiyat, siyaset temalı sohbetlerin de bir hayli etkisi var. Uzun yıllardan beri Cuma ve Cumartesi akşamları geniş kitlelerin izlediği televizyon kanallarında kişiler Osmanlılar, Selçuklular, Haçlılar, Gazneliler, Eyyubiler hakkında alanın uzmanlarını izliyor. O uzmanlar doktora tezlerini kitaplaştırmanın haricinde yarı popüler eserlerle daha sadece, akıcı bir dille yeni eserler ortaya koyuyorlar. Bu eserler oldukça ilgi görüyor ve çok satıyor. Bu iş yalnızca televizyonla kalmıyor. YouTube üzerinden zaman zaman popüler kanallara zaman zaman da kendi kanallarında bilgi ve birikimlerini aktarıyorlar. Sonuç olarak ortaya ilginç anekdotlar da ortaya çıkmıyor değil. En çok sorulan sorular arasında Cengiz(Çingiz) Devri, Türkler ve Moğollar, Kazakistan’un Ulu Bilgeleri, Türkiye-Azerbaycan ilişkileri yer alıyor. Bu da Anadolu’daki yurttaşlarımızın kendi köklerine, atalarına ve akrabalarına karşı duydukları ilgiyi göstermiyor değil. Medyada boy gösteren tarihsel şahsiyetler önce televizyon dizilerinde izleniyor ardından YouTube da yüksek çözünürlüklü grafiklerle karşımıza daha belgesel formatına benzer şekilde karşımıza çıkıyor.
Akabinde olası kültürel buluşmalarda ise Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan gibi ülkelerin bayrağı görüldüğünde ilgi daha çok bu ülkelere karşı oluyor. Bir standda görevli olan Kazakistan diyarında ülkemize gelen bir soydaşımızın bizlerle kurduğu diyalog ve kültürümüzü hem sosyal medya hem de televizyon dizilerinden öğrendiğini görüyoruz. Kurtlar Vadisi, Aşk-ı Memnu, Diriliş: Ertuğrul gibi dizilerden söz ediliyor. Müziklerini mırıldanıyor ve bolca kahkaha eşliğinde hoş hatıralar maziye bırakılıyor…
Bu işin en belirgin görünen tarafını oluşturuyor. Diğer taraftan Türk Devletleri Teşkilatı gerekse siyasi, gerek ekonomik, gerekse göç gibi konuları devlet başkanları düzeyinde görüşüyor. 2020 yılında Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği SİHA desteği ile adeta ‘’Türk Dünyası’’na bir koridor açan Türkiye, her yıl yüzlerce kardeş öğrenciyi ağırlıyor. Öğrenciler çeşitli etkinliklerde tanışıyor, kaynaşıyor…
Bu tanışmalar her iki ülke arasındaki sosyal bağları güçlendirirken aynı zamanda yerelden genele bir birliktelik arzusunu da açığa çıkarıyor. Akademik olarak ülkemizde ‘’Türkiyat’’ olarak da ifade edebileceğimiz Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi ve Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüleri bünyesinde nice çalışmalara imza atılıyor. Sık sık sempozyumlar düzenleniyor, kardeş şehirler ilan edilirken, Türkiye’nin ufkunun ve tarihsel mazisinin derinliği bir kez daha açığa çıkıyor. Marmara, Hacettepe, İstanbul üniversiteleri bünyesinde çalışan Türkiyat araştırmacılarının nitelikli eserleri gözlerden kaçmıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu ve başına ilk olarak Fuad Köprülü’nün geçirildiği Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü bünyesinde zamanında İsmail Hakkı Ertaylan, Fahir İz, Mehmet Kaplan gibi isimlerin gelip geçtiğini unutmamak gerekir. Bu kapsamda Ege Üniversitesi bünyesinde bir Türkiyat’ın olduğunu ve bu enstitünün Manisa, İzmir arasında pek çok araştırmacıyı ağırladığını unutmamak gerekir. Bu kapsamda Manisa’da bir araştırma merkezi ya da bir enstitünün kurulmaı Şehzadeler şehrinin marka değerini arttıracak ve her yıl ülkemize eğitim amacıyla gelen kişilerin de nitelikli, verimli çalışmalarla şehre katma değer katacaklarını unutmamak gerekir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.