Yaktığınız Ateşte Kavrulacaksınız: Ortadoğu’nun Kanayan Yaraları ve ABD’nin Ateşi

Dünya tarihine baktığımızda, adaletin terazisinin er ya da geç şaşmaz bir şekilde işlediğine dair sayısız örnekle karşılaşırız. Bugün, Ortadoğu'nun bağrına saplanan hançerlerin sahipleri, kendi elleriyle yaktıkları ateşin içinde yanmaya başlıyor. ABD’de başlayan ve bir türlü söndürülemeyen yangın, yalnızca doğal bir felaketin değil, tarihsel bir adaletin ayak sesleri olabilir mi? Bu soru, Ortadoğu'nun mazlum halklarının vicdanında yankılanıyor.

Ortadoğu: Kan ve Gözyaşının Coğrafyası

Yıllardır Ortadoğu, emperyalist politikaların oyun sahası haline getirildi. Filistin’in toprakları gasp edilirken, Gazze adeta açık hava hapishanesine dönüştürüldü. ABD, İsrail’in işgal politikalarına hem siyasi hem de askeri destek sağlayarak Filistin halkını yok saydı. Yetmedi, Suriye’nin yerle bir edilmesinde başrol oynadı. PYD, YPG ve PKK gibi terör örgütlerine silah desteği sunarak bölge halklarının huzurunu çaldı. Irak işgalinde milyonlarca masumun kanına giren ABD, bu savaşların maliyetini yalnızca dolarlarla değil, insanlık onuruyla ödedi.

Adaletin Dönüşü: Ateşin İçinde Kalmak

ABD’deki yangınlar, gözlerden kaçan bir mesaj mı veriyor? Adaletin ve insanlığın ayaklar altına alındığı bir dünyada, kendi yarattığınız felaketler size geri döner. Filistinli bir çocuğun gözyaşı, Gazze’de enkaz altından çıkan bir annenin son nefesi, Suriye’de kimyasal silahlarla katledilen sivillerin çığlığı boşlukta kaybolmaz. Rüzgarın taşıdığı her kıvılcım, mazlumların ahı ile birleşerek sahiplerini bulur. Belki bugün ABD’yi kasıp kavuran bu yangın, yarattıkları acılardan bir parça yansıtmaktadır.

Filistin’den Gazze’ye: Zulüm Payidar Olmaz

Ortadoğu’nun mazlumları, kanlarıyla yazılan bir tarihe tanıklık ediyor. Ancak bu tarih, yalnızca acının değil, direnişin de hikayesi. ABD’nin Ortadoğu’daki savaş politikalarına verdiği destek, bölgede bir yıkım coğrafyası yarattı. Bugün Filistin’de tankların önünde duran çocuklar, Gazze’nin enkazında hayatta kalmaya çalışan analar, bu zulmün en masum şahitleridir. Ancak tarih, zulmün payidar olmadığını sayısız kez kanıtladı.

ABD’nin kendi içindeki felaketlerle boğuştuğu bugünlerde, mazlum halklar bir uyarı gönderiyor: “Adaletin terazisi er ya da geç çalışır. Ortadoğu’yu kana ve ateşe boğanlar, o ateşte yanmaya mahkumdur.”

Bu bağlamda, ABD’de söndürülemeyen yangın, belki de yalnızca doğal bir felaket değildir. Ortadoğu’da yıllarca dökülen kanların, alınan ahların bir karşılığıdır. Bu ateş, masum halkların çığlığıdır. Dünya, mazlumların sesiyle sarsıldığında, zalimlerin tahtı yıkılır. Şimdi o tahta çıkanlar için çöküş vakti gelmiş olabilir. Filistin’den Gazze’ye, Suriye’den Irak’a, tüm mazlum halkların sesi olmaya devam edeceğiz. Çünkü insanlık, adaleti ayakta tutanların omuzlarında yükselecektir.