Ege Bölgesinin en önemli su kaynaklarından biri olan ve göz göre göre kuruyan Marmara Gölü’nün kurtarılmasına ilişkin mücadele devam ediyor. Bir zamanlar kuş cenneti olan bölgenin aslına dönmesi için dava açan Salihli Çevre Derneği Başkanı Erdem Durmaz, “Bu davanın önemi iklim değişikliğine yönelik ilk dava olmasıdır, emsal niteliğindedir. Mahkemenin kararıyla, idarenin Marmara Gölü’ne tekrar su kazandırmaktan başka bir seçeneği kalmayacak” dedi.
Ege bölgesinde tarımsal sulama ve balıkçılık yönünden önemli bir yere sahip olan Marmara Gölü, iklim değişikliği ve kuraklık, vahşi sulama ve sulama sezonlarında yapılan yanlış planlama nedeniyle önce suları çekildi ve Aralık 2022 tarihinde tamamen kurudu. Göl ve çevresindeki ekosistem tamamen yok oldu. Ancak gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Sivil toplum kuruluşları ve Tekelioğlu Köyü sakinleri tarafından, Marmara Gölü’nü tarım alanına dönüştüren Manisa Valiliği, DSİ Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) arasında imzalanan iş birliği protokolüne ve sulak alan sınır revizyonu kararına karşı açılan davanın duruşması önceki gün Manisa 2. İdare Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.
GÖLÜN KURTULMASI İÇİN MÜCADELE SÜRECEK
Salihli Çevre Derneği Başkanı Erdem Durmaz, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Efem Çukuru, Gördes Barajı ve Marmara Gölü. Aslında her şey İzmir’in su ihtiyacının karşılanması ile başladı. Tahtalı Barajı bu iş için en uygun kaynaktı. Ne yazık ki Efem Çukurunda ki siyanürlü altın madeni çalışmaları buna engeldi. Yerel halk, çevre ve ekoloji örgütlerinin tüm uyarıları dikkate alınmadı ve yanlış adımlar atılmaya başlanmıştı. İzmir’in su ihtiyacı karşılanmalıydı. En yakın havzadan su transferi gündeme geldi. Gediz Havzası’nın suyunu almak; Marmara Gölü’nü besleyen kaynaklardan Gördes Çayı üzerine kurulacak olan bir baraj sorunu çözebilirdi. Bilim insanları buraya kurulacak olan barajın su tutmayacağını fay hattı üzerinde olduğunu; ekolojistler eko sistemin bozulacağını belirtseler de baraj yapımı gerçekleşti.
VERİLEN SÖZLER TUTULMADI
Anlaşmaya göre tutulan suyun bir kısmı İzmir’e bir kısmı da Göle verilecekti. Ne barajda su tutuldu. Ne de Marmara gölüne su verilebildi. İzmir halkı içmedikleri suyun bedelini faturalarında öderken bölge haklı ve sistemden beslenen tüm canlılar zarar görmeye başladı. Marmara Gölünü besleyen kaynaklarından biri olan Demirköprü Barajı su seviyesi düşük bahanesi, Ahmetli regülatörlerinin motorları çalındığı bahanesiyle göle su verilemez oldu. Bir de yağışların azalması. Böylece bölgedeki ekosistem çöktü. Manisa Valiliği ulusal ve uluslararası sözleşmeleri dikkate alıp önlemler alacağı yerde 04 Kasım 2022’de Devlet Su İşleri, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile ‘Marmara Gölü Sulak alanı Rehabilitasyon Üzerine İş Birliği Protokolü’ imzalandı. Yapılan yanlışlık yetmiyormuş gibi protokol uyarınca tarım alanları dışında ayrılan göletin suları da Bozdağlardan getirilecek Gediz nehrini besleyen diğer su kaynakları ile gerçekleşecek. Doğa Derneği ve Doğa Derneği’nin Hukuk Danışmanı Cem Altıparmak’ın öncülüğünde Salihli Çevre Derneği, Akhisar Çevre Derneği ve Gema Vakfı olmak üzere çok sayda Sivil toplum kuruluşları, Tekelioğlu Köyü sakinleri ve çevre gönüllüsü insanlarımız tarafından dava açıldı.
SU SAĞLANIRSA DOĞAL HALİNE DÖNER
Bilimsel raporlar açıkça göstermektedir ki, Marmara Gölü’ne su sağlandığı takdirde bölge yeniden doğal sulak alan niteliğine kavuşacaktır. Ancak TİGEM’in yapmaya devam etmek istediği proje uygulamaları gölün ekosistemini tamamen yok edecek nitelikte. Marmara Gölü’nün korunması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Göl havzasındaki yaşamın sürmesi için adaletin yerini bulacağına inanıyoruz. Bu karar, yalnızca Marmara Gölü'nün değil, Türkiye'deki tüm sulak alanların geleceği için de örnek teşkil edecektir.”
HABER MERKEZİ
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.