Salihli Turizm Derneği Onursal Başkanı Mustafa Uçar, Salihli’nin 7 kilometre batısında yer alan Antik Sardes Kenti’nin kuzeyindeki Hermos (Gediz) Nehri ile Gygaea (Marmara) Gölü arasında kalan ve bu gün Bin Tepeler ismi ile anılan genişçe bir bölgenin Lidyalı soylularının mezarlığı olduğunu söyledi. Uçar, “Bin Tepeler olarak anılan genişçe bir bölge Lidyalı soyluların mezarlığıdır. Büyüklü küçüklü 120 kadar Tümülüs, antik çağdan günümüze gezginlerin merakını uyandırmış, arkeolojik ilgiyi üzerine çekmiştir. Bu merak ve ilgi Bin Tepeler’in 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine aday olmasını sağlamıştır” dedi.
KAZI ÇALIŞMALARI 1853 YILINDA BAŞLADI
Bölgedeki ilk belgeli kazı çalışmasının 1853 yılında başladığını belirten Uçar, “İlk belgeli kazı çalışmasını İzmir’in Prusya Konsolosu Ludwing H. Spiegelthal, 1853 yılında ‘Karun Kadar Zengin’ deyiminde adı geçen Kral Kroisos (Croesos) Karun’un babası Alyattes’e ait Tümülüs’ü kazmasıyla başlamıştır. Onu 1870 ve 1880 yılları arasında A.Choisy ve G.Dennis takip etmiştir. Antik çağdan günümüze Tümülüsler definecilerin elinden kurtulamamıştır. Günümüzde, zaten boşaltılmış, soyulmuş bu yerlerin defineciler tarafından, soygun amaçlı hâlâ kazılıyor olması bilgisizlik ve sorumsuzluğun eseridir” diye konuştu.
SARDESLİLER ÖLÜLERİ NEREYE GÖMÜYORDU?
Demir çağında Sardeslilerin ölülerini nereye gömdüklerinin henüz bilinmediğini anlatan Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Lidyalılarda İ.Ö. 6. yüzyıldan sonra Mermnad'lar hanedanlığı ile birlikte ortaya yeni bir ölü gömme geleneği çıkmıştı. Bu geleneğe göre ölüler kesme kireç taşı veya mermerden yapılmış mezar odalarına konur ve üzeri yığma toprak ile örtülürdü. Tümülüs mezarlar olarak bilinen bu tepelere Anadolu Piramitleri adını vermek daha uygun olmalıdır. Bazı tümülüslerin boyu neredeyse piramitlerin boyuna ulaşacak büyüklüktedir. Üstelik Herodot ünlü tarih kitabında ‘Bu Tümülüsler Mısır’daki piramitler kadar etkileyici ve büyüktürler ‘ifadesiyle yer vermiştir.
119 TÜMÜLÜSTEN 3’Ü ÇOK BÜYÜK
Günümüzde Bin Tepeler Bölgesinde bulunan 119 tümülüsün içinden üç tanesi olağan üstü boyutlarıyla diğerlerinden ayrılır. Bunlar doğudan batıya doğru Mermnad hanedanlığı krallarından Alyattes, Gyges ve Sadyattes'e ait olduğu söylenen mezarlardır. Tümülüslerin içindeki odaların bazıları dromoslu (ön geçiş) bazıları değildir. Kapı geçidi olmayan odalara ceset tavandan sokulmuştur. Mezar odalarının ölçüleri birbirlerinden pek farklı değildir. Önemli olan sadece mezar odasının üzerine yığılan toprağın miktarıdır. Gömülen kişinin sosyal konumu ve kişiliğinin önemine göre üzerine toprak atılıyordu. Tümülüslerin büyüklü küçüklü olmasının nedeni buradan kaynaklanmaktadır. Dilimizde yer alan ‘Toprağı bol olsun’ deyiminin de buradan gelmekte olduğunu söyleyebiliriz.”
HABER MERKEZİ
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.