Manisa
18 October, 2024, Friday
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

AİLE NEDİR?

24 May 2022, Tuesday 09:55

Dünyanın en kıymetlisini iki bedende tek can olarak Yaratan’a, eşini yanı başına var edene, aralarına ülfeti ve muhabbeti koyuverene hamd ile...

Kökleri cennete atılan ideal aile hayatını sergileyene Salat ile…

Onun örnekliğini ailelerinde yaşatmaya çalışanlara selam ile...

Yeryüzünün en köklü, ama eskimeyen yuvasıdır aile. Kur’an’ın şehadeti ile öğreniyoruz ki, insanlık serüveni iki eş ve bir aile ile başlamıştır. Aynı hamurdan yaratılıp, aynı emre muhatap olduklarında öğrenmişlerdir eş olmayı ve Rahmet tepesinin eteklerinde buluştukları gün “yuva” kurmayı.

Hz.Âdem ve Havva neslinin kavuşma, kaynaşma ve paylaşma, sevme ve sevilme ihtiyacının doyurulduğu mekândır aile.

Aile Allah’ın bir âyeti, Rasûlünün bir sünnetidir.

“İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp, aranızda sevgi ve rahmet var etmesi, O’nun varlığının bir göstergesi, bir belgesidir. Bunda düşünen bir toplum için dersler vardır.” Şura 42/11

Efendimiz (sav) de şöyle buyurmuştur:

"Nikâh benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimle amel etmezse benden değildir. Evleniniz! Zira ben, diğer ümmetlere karşı siz(in çokluğunuz) ile iftihar edeceğim. Kimin maddî imkanı varsa hemen evlensin. Kim maddî imkân bulamazsa (nafile) oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için şehveti kırıcıdır."

Aile ortamının bozulmadan sevgi, saygı ve mutlulukla devam edebilmesi hem insanın arzusu, hem de Cenab-ı Hakk’ın muradıdır.

Bu yuvada bir araya getirdiği anne, baba ve çocuğa ayrı ayrı kıymet yükleyen Rabbimiz, onları birbirine emanet etmiştir.

Mutlu bir aileye sahip olmak için ihtiyacımız olan ip uçlarını Kur’an ve Sünnetin huzur dolu ikliminde görebiliyoruz. Bunun için Hz. Peygamber’in aile içi davranışlarını tasvir eden örnekleri tekrarlardan ziyade, bunun altındaki mantaliteyi ortaya çıkarmak önem arz ediyor.

Rahmet peygamberi, çölün bütün acımasızlığını hayatlarına taşıyan cahiliye toplumunu merhametle tanıştıran, barbarlığın ve yağmacılığın hayat biçimi haline geldiği, kabalığın ve şiddetin iletişim dili olarak kabul gördüğü bir toplumu merhametle tanıştıran isimdir.

Hz. Peygamber’in şiddetin ve dayağın doğal iletişim şekli kabul edildiği bir ortamda, güçlü ve nüfuzlu bir erkek olarak, eşine elini kaldırmamış olması elbette tesadüf değildir.

Hz. Peygamber, özel günlerinde eşini yalnız bırakmayacak kadar sağduyulu, üzülüp ağladığında teselli edecek kadar dost, vefatından sonra bile Hz. Hatice’yi sık sık anan, arkadaşlarına ikramda bulunan, sesine benzer ses duyduğunda duygulanacak kadar vefakâr, eşlerinin meziyetlerini dile getirmekten geri durmayacak kadar nezaket sahibi, yolculuğa çıkarken dahi yol arkadaşını kur’a ile belirleyecek kadar adildir. Bayram eğlencelerini izlerken de savaşın sıkıntısına katlanırken de eşini yanından ayırmayan Hz. Peygamber, Hudeybiye’nin zor gününde eşinin fikri ile gerginliği gidermiştir. O Hz. Hatice’nin desteği ile başladığı nübüvvet görevi sona erdiğinde eşi Hz. Aişe’nin dizlerinde hayata gözlerini kapamıştır.

 Eşini “sahiplenme ile” ona “sahip olma” ve dolayısıyla üzerinde her türlü tasarruf yetkisine haiz olmayı karıştıran, eşim değil mi? Severim de döverim de şımarıklığını gösteren, emanetin sahibine gün gelip hesap vereceğinin bilincinde olanın yapamayacağı işlerdendir.

Evlilik bir ast ve üst ilişkisinden, birbirinin amiri olmaktan öte birbirinin velisi ve dostu olmak üzere şekillenmiştir.

“Aile olmak”, Rabbimizin beyanıyla

“birbirine elbise olmaktır.” (Bakara, 2/187)

Elbise gibi örtücü,

Elbise gibi koruyucu,

Elbise gibi güzelleştirici,

Elbise gibi uyumlu olmaktır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.